Tıbbi Birimler
Gastroenteroloji
Gastroenteroloji Bölümü’nde kabızlık, ameliyatsız reflü tedavisi, ameliyatsız safra taşı çıkarılması ile kolonoskopi ve gastroskopiye alternatif olarak son teknoloji kapsül endoskopi ve kapsül ph metri tanı yöntemleri uygulanmaktadır.
Gastroenteroloji bölümünde, yemek borusundan başlayarak mide, bağırsaklar, karaciğer, pankreas ve safra kesesini kapsayan hastalıkların tanı ve tedavisi yapılmaktadır. Sindirim sistemine ilişkin organların hastalıklarının tıbbi tedavisinin yanı sıra endoskopik uygulamaların da yapıldığı gastroenteroloji birimlerinde hastalıklara ilişkin tanıların koyulması amacıyla safra yolları, pankreas, mide, ince ve kalın bağırsakların görüntüleme işlemleri de sıklıkla uygulanmaktadır. Gastrointestinal sistem organlarına ilişkin kanser ve benzeri hastalıklarda özellikle karaciğer için sıklıkla uygulanan biyopsi işlemleri de gastroenteroloji birimlerinde cerrahi dal uzmanları ile birlikte yürütülmektedir. İleri uzmanlık gerektiren Gastroenteroloji birimlerinde görev alan uzman hekimler ise 6 yıl süren tıp eğitiminin ardından 5 yıl boyunca iç hastalıkları uzmanlık eğitimi, en az 3 yıl süren gastrointestinal sistem hastalıkları, bu hastalıklara yönelik endoskopik teşhis ve tedaviler alanında yüksek ihtisas yaparak bu unvanı alırlar.
Endoskopi
Tıpta pek çok alanda başarıyla uygulanan endoskopi işleminin en yaygın olarak kullanıldığı birimlerden bir tanesi gastroenteroloji klinikleridir. Endoskopi başta mide olmak üzere, çeşitli organların iç kısımlarının gelişmiş optik cihazlarla görüntülenerek incelenmesi işlemidir. Bu işlem ucunda ortamın net bir şekilde görülebilmesini sağlayan bir ışık bulunan endoskop adlı cihaz yardımıyla gerçekleştirilir. Bu cihaz kullanılarak yemek borusu, mide, on iki parmak bağırsağı, ince ve kalın bağırsaklar net bir şekilde görüntülerek gastrointestinal sistem hastalıklarına ilişkin kesin tanıların koyulabilmesi mümkündür. Aynı zamanda endoskopi sırasında görülen hastalıklı dokulara ilişkin örnek (biyopsi) alınarak bunların patolojik incelemeye gönderilmesi de mümkündür. İşlem sırasında görülen tümör ve poliplerden parça alınarak iyi veya kötü huylu olduğunu araştırmak veya özellikle midede gastrit ve ülserlere neden olan Helicobacter Pylori adlı bakterinin varlığını araştırmak amacıyla örnekler alınabilir. Endoskop yardımıyla yapılan görüntüleme işlemlerinin tamamı endoskopi olarak adlandırılmakla birlikte gastroenteroloji birimlerinde endoskopinin alt dalları olan gastroskopi ve kolonoskopi gibi farklı türleri mevcuttur. İncelenecek organa göre endoskopi uygulamasının ismi değişmekle birlikte bölgeye göre endoskop ve kullanılan diğer aygıtların boyutları ve türleri de değişkenlik gösterir.
Endoskopi İşlemi Kimlere Uygulanır?
Mide ağrısı şikayeti ile iç hastalıkları ve diğer kliniklere başvuran kişilerde,
Midede ekşime, ağza asitli sıvı gelmesi, göğüste yanma, mide bulantısı ve inatçı kusma, ateş, yorgunluk gibi şikayetle başvuran hastalarda,
Yutma güçlüğü (disfaji) ve yutkunurken takılma hissi şikayeti ile başvuran hastalarda,
Sebebi bulunamayan aşırı kilo kaybı yaşayanlarda,
Yeterli ve dengeli beslenmesine karşılık kansızlık (anemi) sorunu yaşayan kişilerde,
Kahverengi ve yakanlı kusma, kanlı ishal ve siyah renkli dışkı şikayeti olan bireylerde,
Önceden gastrointestinal sisteme ilişkin cerrahi operasyon geçirmiş ve kontrolden geçmesi gereken hastalarda,
Uzun süren inatçı ve tedaviye yanıtsız kalan kabızlık öykülerinde,
Ultrasonografi ve tomografi gibi görüntüleme işlemlerinde şüpheli lezyonlara rastlanılması durumunda bu lezyonlardan biyopsi alınması gereken hastalarda,
Ağız yolu ile beslenemeyen ve perkutan endoskopik gastrostomi (PEG) ve perkutan endoskopik jejunostomi (PEJ) gibi uygulamalar ile hortumla beslenen hastaların kateter yerleştirme ve kontrol işlemlerinde endoskopi uygulamalarından yararlanılır.
Kolonoskopi
Endoskopinin bir alt dalı olan kolonoskopi, gastroenteroloji kliniklerinde en sık yapılan endoskopik uygulamalardan bir tanesidir. Bu işlem, ucunda kamera olan ince ve bükülebilir bir cihaz ile tüm kalın bağırsağın ve ince bağırsağın kalın bağırsağa komşu kısmının görüntülenmesi işlemidir. Kalın bağırsak kanserinin tanısında en güvenilir yöntem olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda bu yöntem ile ince bağırsağın sonundan kalın bağırsak, rektum ve anüse kadar olan bölgeye ilişkin hastalıkların tanı ve tedavi işlemleri gerçekleştirilebilir. Tanı amaçlı yapılan kolonoskopik görüntüleme işlemlerinde inflamasyonlu bölge, ülser, polip veya benzer şüpheli lezyonlara rastlanması durumunda bölgeden biyopsi alınarak elde edilen örnek inceleme için patoloji laboratuvarlarına gönderilebilmektedir. Aynı zamanda yaygın olarak rastlanan kalın bağırsak polipleri gerekli görüldüğü durumlarda kolonospoki sırasında çıkarılabilmektedir. Herhangi bir şikayeti olmasa da özellikle 50 yaş ve üzerindeki bireylerin kontrol amaçlı olarak kolonoskopi işleminden geçirilmesi Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilmektedir.
Kolonoskopi İşlemi Kimlere Uygulanır?
Dışkının siyah renkli olması, rektal kanama ve dışkıda kan görülmesi durumlarında
Nedeni bulunamayan karın ağrıları, ishal ve kabızlıklarda,
Bağırsak poliplerinin tanı ve tedavi işlemlerinde,
Ailesinde bağırsak kanseri öyküsünün bulunduğu hastaların kontrollerinde,
Nedeni bulunamayan kansızlık vakalarında,
Gaita testi sonucunda dışkıda kan tespit edilen hastalarda,
Bağırsak kanseri bulunan hastaların teşhis, tedavi ve cerrahi operasyon aşamalarında,
Açıklanamayan kilo kayıplarının nedeninin araştırılmasında,
Hemoroid (basur) hastalarının tanı ve tedavilerinde,
Bağırsağa ilişkin yapılan görüntüleme işlemleri sonucunda şüpheli lezyonlara rastlanılan hastalarda,
Dışkı yapısının uzun süre boyunca normalin dışında olduğu hastalarda,
Ülseratif kolit, Crohn hastalığı gibi kronik bağırsak hastalıkları bulunan kişilerin kontrol ve cerrahi tedavi girişimlerinde,
Özellikle ileri yaştaki hastaların rutin kontrollerinde hem tanı hem de gerekli görüldüğü durumlarda tedavi aşamalarında kolonoskopi uygulamasından yararlanılır.
Hem kolonoskopi, hem de diğer endoskopik incelemelerin öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. İşlem öncesinde belirli bir süre boyunca hastanın aç ve susuz kalması gerekir. İşlem sırasında anestezi uygulanmayan kişilerde endoskopun yarattığı baskı ve sindirim kanalındaki kıvrımlı yapılanmalar nedeniyle bir miktar ağrı hissedilmesi normaldir. Endoskopi işlemi bittikten sonra yine belirli süreler boyunca işlemin uygulandığı bölgede ağrı, rahatsızlık, kanama gibi sorunların ortaya çıkması normaldir. Bu konularda hekimin vereceği öneriler göz önünde bulundurulmalı, herhangi bir olumsuzluğun ortaya çıkması durumunda derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Reflü, mide içerisindeki yiyecek ve asitlerin yemek borusuna geri çıkması olarak tanımlanır. Reflü hastalığının en yaygın belirtileri arasında yanma, rahatsızlık, boğazda yanma ve nefes darlığı bulunur.
Aşağıdaki beslenme önerileri, reflü belirtilerini azaltmak ve kontrol etmek için yardımcı olabilir:
Sık ve küçük yemekler: Sık ve küçük yemekler yerine büyük ve ağır yemekler yeme evresinde reflü belirtilerini arttırabilir.
Yavaş yeme: Yavaş yeme, mide asidinin yemek borusuna kaçmasını engeller ve reflü belirtilerini azaltır.
Aşırı asitli yiyeceklerden kaçının: Aşırı asitli yiyecekler, reflü belirtilerini arttırabilir. Limon, sirke, domates, greyfurt ve ananas gibi asitli yiyeceklerden kaçının.
Yatmadan önce yeme: Yatmadan önce yemek, mide asidinin yemek borusuna kaçmasına neden olabilir ve reflü belirtilerini arttırabilir.
İçecekler: Gazlı içecekler, çay, kahve ve alkol gibi içecekler reflü belirtilerini arttırabilir. Bunları sınırlandırın veya tamamen kaldırın.