Tıbbi Birimler

Göğüs Cerrahisi Bölümü’nde akciğer, göğüs duvarı, diyafram, plevran ve mediastenin kanser, travma ve enfeksiyonlarının cerrahi tedavisi yapılmaktadır.

El, koltuk altı ve yüzün aşırı terlemesine karşı ve göğüs duvarı eğriliğinde “minimal invazif cerrahi” yaklaşımla tedavi seçenekleri sunulmaktadır.

El Terlemesi

Koltuk Altı Terlemesi

Ayak Terlemesi

Yüz Terlemesi

Yüz Kızarması

Terleme vücut için doğal ve gerekli bir süreçtir. Vücudun, gerektiği kadar sıvıyı beraberinde bazı maddelerle beraber cilt yolu ile dışarı atması olayına terleme denir. Terleme, aşırı miktarda olunca kişi için zararlı olabilir ve sebebinin araştırılması gerekir.

Terlemenin yüksek miktarlarda olması ve özellikle bu terlemenin belirli bölgelerde yoğunlaşması (El, Koltuk Altı, Ayaklar, Alın ve Yüzde Aşırı Terlemesi) kişinin yaşam kalitesini düşürmektedir. Aşırı terlemenin hangi sebeplerle olduğunun araştırılmasının yanı sıra kişide oluşan bölgesel aşırı terleme sorunu, sosyal yaşantıda zorluklara sebep olabilmektedir.

Cerrahi olmayan tedavide botoks, topikal veya ağızdan alınan ilaç ..vb ile terlemenin azaltılması sağlanır.Ancak yan etkisi fazla ve kısa süre sonra şikayetler tekrarlamaktadır 

Koltuk altı terlemenin kesin ve kalıcı tedavisi torakal sempatik sinir üzerine yapılan cerrahi uygulamalardır. En popüler olan klipslerin kullanıldığı ETS yöntemidir. Klipsin uygulandığı ETS yöntemi, bir çok avantaj sağlamaktadır. 

Şikayetlerin en az altı ay devam etmesi

Terlemenin bilinen bir nedeni olmaması

Uykuda terleme olmaması

Terlemenin simetrik olması

Hayat kalitesini bozması

- Kunduracı Göğüs

- Güvercin Göğüs

Pektus Karinatum göğüs duvarının dışa doğru çıkıklığı durumudur. İman tahtasına (sternum) ve kaburgalar göğüs duvarında dışa doğru şişkinlik oluşturur. Pektus karinatum, halk arasında “Güvercin Göğsü” olarak da bilinir. Göğüs duvarının en sık rastlanan ikinci şekil bozukluğudur. Sebebi kesin olarak bilinmemektedir. Erkeklerde daha sıktır. Hastalarda aile öyküsü bulunmaktadır. Güvercin Göğsü korse tedavisi seçeneği olsa da, deformiteyi ortadan kaldırmanın yolu cerrahi müdahaledir.

ektus ekskavatum, halk arasında “kunduracı göğsü” veya “çökük göğüs” olarak bilinir. Göğüs duvarının en sık rastlanan şekil bozukluğudur. Sebebi kesin olarak bilinmemektedir. Üç yüz canlı doğumdan birinde görülür. Erkeklerde daha sıktır. Hastaların üçte birinde aile öyküsü bulunmaktadır.

 

Göğüs kafesi içeri çökük

Doğum sıklığı (1/300)

Erkeklerde sık (1/4)

Aile hikayesi (%30 )

Kalp ve akciğerde bası bulguları

Çocuklar genelde hafif göğüs duvarı görünümü hafif kambur, ince ve yassıdır. Utangaç ve çekingenlik sık görülür. Karın hafif gevşek ve omuzlar ileri çıkmıştır. Kızlarda sağ meme daha küçüktür.

Sıklık eşlik ede hastalıklar: Mitral Kapak Prolapsusu, Marfan Sendromu,  Skolyoz (1/4), Kifoskolyoz, Fallot Tetralojisi

Halk arasında en sık bilinen göğüs deformite çeşitleri Kunduracı Göğsü (Pektus ekskavatum) ve Güvercin Göğsü’dür (Pektus karinatum). Diğer deformite çeşitleri ise Poland sendromu, Pektus Arkuatum, Sternal Kleft, Jeune Sendromu, Çıkık Kaburga (Rib Flare) vb. dur. 

Tanı için hangi tetkikler gereklidir, nasıl konur?

Fiziki muayene ve radyolojik görüntüleme yöntemi yardımıyla tanı konur. Tanı konulduktan sonra hastalığın durumuna göre uygun tedavi yöntemleri belirlenir.

Göğüs duvarı deformitesi ciddi estetik bozukluğa neden olabilir. Rahatsız edici bir durumdur. Hasta bu görüntüden şikayet eder. Psikososyal semptomlara yol açar. Sosyal aktivitelere katılmakta güçlükler oluşur. Hasta olayın farkındadır. Genellikle utangaç, içe kapanık ve yalnızdırlar.

Uzman doktorun uygun gördüğü durumlarda pektus ekskavatumda Vakum sistemi, pektus karinatumda kişiye özgü  Korse (Ortez) ve Çıkık Kaburga tedavisinde Bandaj Tedavisi gibi ameliyatsız yöntemler tedavi edilebilir. 

Hastada duruş bozukluğu için postür egzersizleri de uygulanmaktadır. Yine  solunum egzersizleri  yapılması önerilmektedir. 

Açık cerrahiden önce düşünmemiz gereken minimal invaziv kapalı cerrahi teknikleridir. Bu tekniklerden en sık kullanılan Nuss Yöntemi (Pektus Ekskavatum) diğeri ise  Abramson Yöntemi (Pektus Karinatum) dir.

Nuss Yöntemi ve Abramson Yöntemi ile yapılan ameliyatlarda; hastalar 1 hafta sonra normal yaşantılarına dönebilir. Spor yapmalarında veya Askerlik görevlerini yerine getirmelerinde sorun oluşmamaktadır.

Özellikle ağır deformitesi olan, Kondromanubriyal Deformite veya  akciğer ya da kalbe ciddi bası olduğu durumlarda öncelikle Açık Cerrahi işlem tercih edilir.

Çocuklar için en uygun ameliyat yaş aralığı 5 ile 8 olup, kardiyopulmoner fonksiyon bozukluğu gibi durumlarda daha erken yaşta yapılır.

Özetleyecek olursak açık veya kapalı Cerrahi Tedavinin amacı; Şekilsel bozukluğu (deformiteyi) ortadan kaldırmak. Toraksın normal gelişimine izin vermek, sternumun akciğer ve kalbe baskısını engellemek, postürü düzeltmek, hastanın psikolojik problemleri ortadan kaldırmaktır.

Akciğer Kanserinde tanı ve tedavi amaçlı yapılan girişimler.

Bazen kontrol amaçlı veya başka bir şikayetten tetkik edilen hastalarda akciğerde nodül (Soliter Pulmoner Nodül) saptanabilir. Akciğer de tesadüfen tanı konulan bu olgular (erken evre akciğer tümörleri) en çok tedaviden fayda gören guruptur. 

Hastalardan iyi bir fizik muayene ve hikaye (anamnez) alınır. Şikayetler detaylı sorgulanır. Görüntüleme (BT, MR, PET/MR, Kemik Sintigrafisi) ve endoskopi (Bronkoskopi) + Biyopsi (Açık veya Kapalı) yapılır. Etkili bir tedavi yapmak için gerekirse Mediastinoskopi yapılmalıdır. 

Erken evrede (3a evresinde önce ilaç veya ışın) cerrahi uygulanması çok önemlidir. 3b ve 4. Evrede hastalığın hücre tipine göre Kemoterapi, Radyoterapi ve/veya Immünoterapi veya hepsi Kombine birlikte uygulanır. İleri evre akciğer tümörlerinde sıvı birikmesine bağlı (Malign Plevral Efüzyon) solunum sıkıntısı gözlenmektedir.   Tedavi olarak göğüs kateter ile sıvı boşaltılıp plöridez uygulanabilir.